Bozdağların en batıdaki kısmını oluşturan Nif Dağı ile doğuda Mahmut Dağı arasında kalan bölgede yer alan Sultan Vadisi, verimli topraklara, muhteşem manzaraya ve bölge koşullarından ayrışan iklime sahiptir. Dağların arasından geçen Fetrek Çayı sayesinde derinleşerek bir vadi haline gelen bu bölge, sıradağların oluşturduğu koridor ile rüzgarla dolu bir vaha oluşturmaktadır. Kemalpaşa’dan Uşak’a kadar bütün Batı Ege’nin rüzgâr akışını sağlayan vadi, bir yandan Fetrek çayı diğer yandan rüzgârın etkisiyle, zeytincilik açısından son derece verimli bir bölgedir.

Yörenin “Sultan Vadisi” adıyla anılması, İzmir’i Kemalpaşa üzerinden Efes’e bağlayan Karabel Geçidi ile alakalıdır. İncelemeler sonucunda bu bölgenin, şehzadelerin de uğrak noktaları arasında olduğu, Karabel Geçidi üzerinden güney egeye yapılan yolculuklarda Sultan Vadisi'nde konakladıkları tespit edilmiştir.

Geçmişte Lidyalıların ve Friglerin de Efes'e ulaşmak için bu bölgeden geçtikleri bilinmektedir.

Binlerce yıllık Anadolu medeniyetlerinden bugüne uzanan kalıntılar, Hitit İmparatorluğu sınırlarının Orta Anadolu’nun batısına kadar ulaştığını göstermektedir. 1998 yılında yapılan araştırmalar sonucu Karabel Geçidi’nde bulunan kaya kabartmasında resmedilen savaşçının Hitit İmparatorluğu’na bağlı Mira Ülkesi’nin Kralı Tarkasnawa olduğu öğrenilmiştir.

Bugün Sultan Vadisi, geçmişin güçlü köklerinde yeşeren Villa Turqan’a ev sahipliği yapmaktadır.